Karayip Korsanları serisi günümüzde hala izlenen, büyük kitlelere kendini kanıtlamış, kendine özgü dünyasıyla hala revaçta olan bir film serisidir. Bu kısımda filmin arkasındaki isimlerden ve alınan kararlardan bahsedeceğim.
Karayip Korsanları Nasıl Ortaya Çıktı?
Yapıtın yapımcılığını Jerry Bruckheimer, yönetmenliğini Gore Verbinski ve senaristliğini Ted Elliot ile Terry Rossio’nun yaptığı bir fantastik macera filmidir. İlk film olan Siyah İnci’nin Laneti adlı yapım 2003’de vizyona giriş yaptı.
Karayip Korsanları Gişe Performansı
Gişede hiç beklenmeyen bir şekilde büyük bir başarıya imza atan yapımın üçleme olmasına karar verildi. Üçlemenin ikinci yapımı Ölü Adam’ın Sandığı adlı yapım ilk yapımdan üç yıl sonra yani 2006 yılında vizyona girdi. İkinci yapım ilk yapımın başarısının tesadüf olmadığını kanıtlar nitelikte ilk gün gişe rekorları kırdı. Üçlemenin son filmi olan Dünya’nın Sonu adlı yapım 2007 yılında tüm dünyada vizyona giriş yaptı.
Üçleme olarak planlanan yapımın dördüncü filmi Karayip Korsanları Gizemli Denizlerde adlı yapım 2011 yılında vizyona giriş yapmış bulundu. İlk üç yapımın tadını vermese bile dördüncü yapımda genel olarak bakıldığında kendi çapında başarılı bir yapım olarak adlandırılabilir. Serinin en son çıkan yani beşinci yapımı olan Salazar’ın İntikamı adlı yapım 2017 yılında vizyona giriş yaptı. ”Gelen gideni aratır.” sözü bu seri için tam anlamıyla uygundur. Üçleme olarak planlanan yapımın beşinci filmi izleyici tarafından en az beğenilen yapım olduğu dikkatten kaçmamakla beraber serinin git gide başarısının azaldığı gözlere çarpmakta.
Disney ve Senaristler
90’lı yıllarda senaristler Karayip Korsanları’nın hikayesinin temelini oluşturan başka bir hikayeyle uğraşmaktaydılar. Bu hikayede Will Turner daha büyük bir rol üstlenmekteydi ve düşman korsanlar için hazine arayışı içindeydi fakat Disney o sıralar başka bir yapım olan Muppet Treasure Island filmi ile meşguldü ve hikayelerin benzerliğinden ötürü bu yapımın yapılmasına izin vermedi. Jay Wolbert’in yazdığı hikaye Jerry Bruckheimer tarafından reddedildi. Bruckheimer’ın reddetme sebebi ise hikayenin ”düz bir korsan filmi” olmasıydı. Hikayenin tekrar yazılması için Stuart Beatty’de karar kılındı ve metin kendisine gönderildi. Son olarak ise Ted Elliot ve Terry Rossio’da karar alındı. Senaristler fikir almak için Disney tema parkına gittiler. Bruckheimer aklındaki fikirleri masaya serince fikirler değişti fakat yapımcı tarafından bütçe yükseldiği taktirde yapımın iptal edileceğine dair tehdit edildiler.
Filmin yönetimi Gore Verbinski’ye verildi ve Kara İnci’nin Laneti adlı yapımın çekimlerine 2002 yılında başlandı. Yapım için Johnny Depp ve Geoffrey Rush ile anlaşan ekip Hollywood’un Altın Çağ’ında kaybolan bu türü modern teknoloji ile tekrar ayağa kaldırmak için kolları sıvadı.
Yapımlar ve Özetler
Kara İnci’nin Laneti
İlk filmde baş rolümüz Jack Sparrow gemisiz bir kaptan olarak karşımıza gelmekte. Jack mürettebatının kendisine isyan etmesi nedeniyle gemisi olan Kara İnci’yi Barbossa’ya kaybetmiştir. Barbossa bu kadarıyla yetinmeyip Port Royale adlı kasabaya baskın yaparak Vali’nin kızı olan Elizabeth Swann’ı kaçımıştır. Bu sırada çocukluk arkadaşı olan Will Turner ile Jack Sparrow iş birliği yaparak İngiliz Donanması’nın en hızlı gemisini çalarak peşlerine düşerler. Öyle ya da böyle inişli çıkışlı olan hikaye en son olarak Isla De Muerta’da son bulur. Jack ve Will, Barbossa’nın mürettebatıyla şiddetli bir mücadeleye girmek için hazırlanırlar fakat bilmedikleri şey Barbossa’nın ve mürettebatının lanetli olduğu ve lanetin sadece kan borcu ödenerek kalkacağı idi.
Ölü Adam’ın Sandığı
Hikayemiz Elizabeth ile Will’in düğün hazırlıklarıyla başlamaktadır. Her şey çok güzel devam ederken diğer tarafta ise Jack Sparrow verdiği sözden ötürü Davey Jones’a olan kan borcundan ötürü kıvranmaktadır. Eğer Jack borcunu ödemez ise Davey Jones’un gemisi olan Uçan Hollandalı’da köle olarak kullanılacaktır. Jack’in başında bunlar var iken Elizabeth ve Will’de bu beladan nasiplerini alacaklardır. Her beladan kurtulan Jack’in Ölü Adam ‘ın sandığına sahip olan kişinin Davey Jones’a hükmedebileceğini öğrenmesiyle işler sarpa sarar.
Dünya’nın Sonu
Ölü Adam’ın Sandığı adlı yapımın devamı niteliğinde olan bu yapım kaldığı yerden devam etmekteydi. Will ve Elizabeth, Jack’i Davey Jones’un sandığındaki tuzaktan kurtarmakta kararlıydı. O kadar ki Kaptan Barbossa ile anlaşma bile yapmışlardı. Bu sırada Doğu Hindistan Ticaret Şirket’inin kontrolündeki Davey Jones ve Uçan Hollandalı denizlere hükmetmektedir. Her türlü pisliğin döndüğü denizlerde karakterlerimizin yolu Singapur’a düşer. Burada Sao Feng ile tanışan karakterlerimiz büyük savaşa hazırlanırlar. Dünya’nın Sonu olarak adlandırılan uzak doğu denizlerinde korsanlar sadece kendileri için değil yaşadıkları korsan hayatı için savaş vereceklerdi.
Gizemli Denizlerde
Jack yol arkadaşı olan Gibbs’i hapisten kurtarır ve İngilizlere yakalanır. Bir İngiliz soylusunun önüne çıkarılmak üzere hazırlanır. Bu soylunun ise Barbossa olduğunu öğrenen Jack şaşkına döner. Barbossa İspanyolların Gençlik Pınarı planlarından bahseder. Jack kıvrak zekasıyla oradan kaçar ve bir bara girerler. Burada eski sevgilisi Angelica ile karşılaşır ve Angelica, Jack’i kandırarak bayıltır. Jack gözlerini açtığında Kara Sakal’ın gemisinde uyanır. Kara Sakal planlarından bahseder ve Jack’in fikrini önemsemeden onu plana dahil eder. Gençlik Pınarına varan karakterlerimiz her zamanki gibi zorlu bir mücadeleyle karşı karşıya kalırlar. Barbossa, İspanyollar, Kara Sakal ve Jack olmak üzere taraflar kendi çıkarları için savaşırlar.
Salazar’ın İntikamı
Karakterimiz Jack’in başında bu sefer büyük bir dert vardır. Dünya üzerindeki bütün korsanları katlederek Şeytan Üçgeninden çıkan Salazar ve onun hayalet korsanları son korsan kaptanın yani Jack’in peşindedirler. Jack Salazar’ın intikamı ve gazabından kurtulabilmek için Poseiden Asası adlı efsanevi mızrağın peşine düşer. Asayı bulmak içinse gökbilimci Carina Smith ve genç denizci Henry ile anlaşarak yola çıkar. Jack şimdiye kadarki en azılı düşmanından kurtulmanın yollarını arayacaktır.